Diyetteyken Kaçamak Arkadaşına Hayır Deyin
Diyetteyken kaçamak arkadaşına hayır deyin. Kendinize suç ortağı aramayın ve derhal elinizde ki abur cuburları bırakın! Ama ara sırada kendinizi ödüllendirmeyi unutmayın.
Çünkü Pazarları çalışmıyorum ve vaktimi evde çocuklarımla geçirip kendime de biraz zaman ayırıyorum. Birde bunun üstüne regl oluyorsam tamam; buzdolabında ve çekmecelerde sakladığım bütün abur cuburu mideye indirdiğime emin olabilirsiniz.
İşin en şaşırtıcı tarafı, tanıdığım bütün antrenörler ve spor aşığı insanlar da benim gibi: Hiçbirimiz çikolata kutusundan bir tane trüf yemekle kalmıyor, bütün kutuyu mideye indirmeden rahat edemiyoruz!
Bütün hafta boyunca sarf ettiğiniz emeklerin boşa gitmesine neden olan bu kaçamak günlerine bir çaremiz var: Kendinize kaçamak yapmayan bir arkadaş edinmek. Benim arkadaşım Ali İhsan, bana yakın bir salonda antrenörlük yapıyor. Bana sürekli olarak mideye indirdiği waffleları, Bountyleri ve Magnumları anlatıyor. Kendisini Instagram’da takip ettiğim için de doğruyu söylediğini biliyorum. Fotoğraflardan birinde arabasının kaputu üzerine serilmiş bir düzine dürümü görebilirsiniz (fotoğrafları silmiş).
Birbirimize bir daha kaçamak yapmayacağımıza dair söz verip el sıkıştık. Bu sözümüzün ne kadar süreceği konusunda bir karar almadık çünkü en önemli olan şeyin bu kritik ilk haftanın atlatılması olduğuna emindik. Maxwell Maltz’ın “Pshycho Cybernetics” isimli kitabına göre, eski bir alışkanlığın gidip yerine yenisinin gelmesi için 21 güne ihtiyacınız var. Ancak doğruyu söylemek gerekirse bizim çok daha uzun bir zamana ihtiyacımız var çünkü burada söz konusu olan şey her sabah kalkıp bir bardak su içmek değil. Leziz bir cheesecake’e HAYIR ALMAYAYIM diyebilmekten bahsediyorum!
Bugün 10ncu gündeyiz ve ikimiz de hafta sonu kaçamak yapmadık! Çikolatalı protein karıştırdığım yoğurt ile beraber birkaç kuru kayısı yedim o kadar. Sürekli olarak birbirimize mesajlar atıyoruz ve yediğimiz yemeklerin fotoğraflarını gönderiyoruz. Ali İhsan bir keresinde bana gittiği bir pastaneden videolar gönderdi. Gerçekten çok komikti, çikolataların kokusunun burnuna nasıl geldiğinden bahsediyordu. İnanılmaz eğlenceliydi. Artık bu noktadan sonra kaçamak yapmamın imkanı yoktu çünkü ben kaçamak yaptığım anca soluğu pastanede alacağını biliyordum.
Geçen gün spor salonuna gittiğimde, Ali İhsan bana üç kafadarın 146800 kalorilik dev bir Oreo pastasına nasıl yumulduklarını gösteren bir video izletti. Videoya bakakaldığımı görünce bana döndü ve “Bu benim hayalim, istediğim tek şey bu!” dedi. Resim koleksiyonuna baktığımda boş vakitlerinde çikolatalı brownie, jambonlu ve Nutellalı lazanya fotoğrafları topladığını görüyorum. Ancak bütün bunlara rağmen vazgeçmedi ve yaşadığı değişimi görmelisiniz! Adamın yüzü yarı yarıya inceldi ve iyice zayıfladı. (Yeni tıraş ettiği sakallarının da etkisi var elbet) Peki ya ben? Emin değilim. Kendimde çok fazla bir fark göremiyorum çünkü ben kilo alıp veren birisi değilim. Her zaman aynı kiloda seyrediyorum. Ancak işleri kontrol altına aldığım için kendimi çok daha iyi hissediyorum.
İkimizin de yakın bir zamanda fotoğraf çekimi var. Yaptığımız şeyden çok memnunum ve bu şekilde kaçamak yapmadan yaşamaya devam edeceğiz!